26 Kasım 2012

Bebeğimin Alerjisi Olduğunu Nasıl Anlarım?

Bebeğimin alerjisi olduğunu nasıl anlarım diye arkadaşlarımla sürekli konuşuyoruz. Edindiğim bu bilgilerden sizlerin de faydalanmasını istedim ama en iyisi yaşayan birinden öğrenmek.. Bu nedenle canım arkadaşım Zeynep ten rica ettim oda hemen paylaştı.
İşte gerçek bir alerji hikayesi..


Zeynomun dilinden,


Aras’ın alerji hikayesi aslında daha doğmadan başladı. Çünkü ailede alerjik üye sayısı çok fazlaydı. Babası, anneannesi, dayısı, babaannesi… Yani kısaca alerjiyi genlerinde taşıyordu. Üstüne üstlük eşimle benim kan uyuşmazlığımız vardı. Benim Rh- kan grubuma karşılık Aras babası gibi Rh+ oldu. Bu iki etken alerjik olabilmek için önemli iki nedenmiş aslında. Sonradan araştırma yapınca öğrendim bunları. Üstelik sadece bunlar da değil, ilaveler de var. Araştırmalar erken doğan çocukların ve sezaryen ile doğan çocuklarda alerji vakalarının görülme olasılığının arttığını söylüyor. Aras 35 haftalıkken dünyaya geldi. Normal doğum olmasını çok istememe rağmen kısmet olmadı.
Aras dünyaya geldikten sonraki ilk ay çevredekilerin de etkisiyle bolca tatlı yedim. Sütüm tatlı olurmuş da daha çok emermiş de, bir sürü hikayeler. Aras daha 40 günlükken yanakları kabuk bağlayacak kadar yara oldu. Hemen doktorumuza koştuk, atopik dermatit teşhisi kondu. Kortizonlu kremlere başladık. İyileşir gibi oluyordu ama 5 gün sonra yanakları yeniden kızarıp yara oluyordu. Doğduğundan beri de hep bir kaka problemimiz vardı. 30 günlükken 10 gün boyunca kaka yapmadığı için fitil vermek zorunda kalmıştık. Başka bir doktora danıştık, süt alerjisinden olabileceğini söyledi. Süt alerjisinin en önemli belirtilerinden biri bağırsak problemleriymiş; ya ishal ya da kabızlık olarak kendini gösteriyormuş. Aras sadece anne sütü aldığı için bana inek sütüyle yapılan her şeyden uzak durmamı söyledi. Bunun yanında tatlı şeyler, özellikle kakao ve kakao yağı içeren şeylerden, tahinden tut susama, domatesten tut kırmızı meyvelere kadar her şeyi kesmemi söyledi. Dediğini yaptım ve Aras’ın cildi tekrar ‘bebek cildi’ne döndü. Kaka problemimiz de eskisi kadar büyük bir problem olmaktan çıkmıştı. 6. Aya kadar böyle devam ettim. Sonra yavaş yavaş diyetimden çıkarttıklarımı ilave etmeye başladım. 6. Aydan sonra ek gıdaya da başladığımız için işler daha da zorlaşmaya başladı. Baktık ki Aras’ın cildinde bir değişiklik yok, normal hayatımıza dönmeye başladık. Kaka problemi ise eskisi kadar büyük bir kabus olmasa da devam ediyordu. Ama bu ek gıdalardan da kaynaklanabilirdi değil mi? Ne yaparsak yapalım Aras’ın kaka problemini çözemiyorduk. Pirinç, patates, muz nedir bilmedi çocuk. 3 ay Duphalac kullandık, bırakınca aynı tas aynı hamam.
Esas kabuslarımızın başlaması tam olarak 10. Aya rast gelir. Aras kendi odasında kendi kendine bütün gece uyuyan bir çocukken bir anda geceleri feryat figan ağlayan, susmak için kucak arayan, bazen uyumamak için sabah 5’e kadar oyun oynamaktan gocunmayan bir çocuk oldu. 1 yaş tetkiklerinde alerjiyi gösterebilecek bir bulguya rastladığını çocuk alerjisi uzmanıyla görüşmemizin faydalı olacağını söyledi. Biz alerji doktoru ararken Aras’a verdiğim Junior mamanın ardından ertesi gün pipisi davul gibi şişti. Sünnetini yapan doktorumuz durumun tamamen alerjik olduğunu söyledi.
İstanbul’da bir doktor bulduk, 9 tüp kan alınan bir test yaptırdı ki hayatımın en kötü deneyimi bu oldu diyebilirim. Test sonucunda ‘çocuğunuz çok alerjik, sütü kesin, gluteni kesin,…’ dedi. Evimize döndüğümüzde yıkılmıştık. Süt de gluten de temel gıdaların içinde bulunuyordu. Üstüne birkaç tane meyve sebze de yasaklanınca çocuğu neyle besleyeceğimiz şaşırdık. Yetmezmiş gibi ilaç üstüne ilaç verdik. O yasak bu yasak, girdiğimiz her ortamda herkes bize acımaya başlamıştı. Bu zorlukla 6 ay daha geçirdik. Yaz tatilinde açık büfeden gördüklerinizi çocuğunuza yedirememenin verdiği acıyı kimseye tarif edemem. O tatilden sonra da canımıza tak etti ve başka bir alerji uzmanı bulduk. Ankara’da Prof. Dr. Bülent Şekerel, Aras’ı o kadar güzel muayene etti ki, 9 tüplük kan tahlilinden sonra Aras’ta oluşan doktor fobisini de yenerek bizim de içimize su serperek Aras’ın ciddi bir alerjik problemi olmadığını söyledi. Bu kadar ağır bir diyete gerek olmadığını, alerjisi varsa bile kısa süreli olarak uzaklaştırarak çözülebileceğini, muhtemelen de çözüldüğünü, aslında sorunumuzun cilt hassaslığı olarak özetlenebilecek atopik dermatit olduğunu, Aras’ın canı ne istiyorsa yedirebileceğimizi söyledi. Bülent Bey’in muayenehanesinden çıktıktan sonra ilk işimiz Aras’a tadını bilmediği simit almak oldu, o kadar mutlu oldu ve iştahla yedi ki çektiğim tüm çileleri unuttum. Aras şimdi 23 aylık. 5 aydır ne isterse yiyor. Kaka problemimiz de son buldu. Sadece tatlı şeyler tükettiği zaman cildinde kızarıklılar oluyor ve o gece uyumuyor. Çocuklara tatlı vermek zaten doğru değil ama ben hiç tatlı vermesem de yolda görüp severken elindeki çikolatayı paylaşan insanlara ne diyebilirim? Ya da babaannesi elleriyle kakaolu kek yaptıysa yedirmeyelim mi şimdi? Sadece sürekli kontrol altında tutarak miktarının aşırı olmamasına özen göstermek de yeterli oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder