21 Ekim 2013

'Hamilelik Güncesi 'Bizden bildiriyorum 37-40. hafta'



Doğuma 10 kala, 5 kala ve belki de 1 gün kala ...;)
40.haftamın bitim tarihi 5 Ekim 'i gosterse de neredeyse 1 haftadır biz doğum her an olabilir şeklinde tetikteyiz:) Normal doğumu beklemek hem çok heyecanlı hem stresli bir durummuş. Her an beklendiği için dışarı çıkmamaya ve hep evde vakit geçirmeye çalışıyorum. Ancak hayatımda hep çalıştığım için evde oturmak hamilelik döneminde bile olsa bana garip geliyor. Ama itiraf ediyorum cooook rahat bir durummuş :) Hele ki evde size sürekli yardim eden, yemek yapan size iş yaptırmayan bir anneniz var ise, hayat çok daha güzel haha.Son haftalarda neler yaşadığımı biraz paylaşayım;Hamilelik dönemimde bir çok kitap okudum. Nasıl olacak, süreç nasıl ilerleyecek, beni neler bekliyor anlamak için farklı kitaplar okudum ama süreç hiçte öyle tıkır tıkır  işlemiyor, herkesin yaşadığı deneyim gerçekten farklı oluyormuş. Daha doğumum tamamlanmadı ama su ana kadar herkesten çok farklı hikayeler duydum.
En basit ornek; 37. Hafta da ki el ile çati kontrolü;)






Kimisi inanılmaz bir aci olduğunu, kimisi bir şey anlamadığını vs anlattı hatta kimisi muayene sonrası doğumunun başladığını, nisan denilen  tabakanın düştüğünü (Gebelik süresince rahim ağzında oluşan salgılar burada birikmeye başlar ve bu rahim ağzının içindeki kanalı tıkar. Sümüğümsü bir yapı olan bu birikmiş salgılar mukus tıkaç , nisan olarak adlandırılır) ve erken dogum yaptığını söyledi




Peki çati kontrolü nedir, gerekli midir?

Çatı muayenesi (pelvis-pelvik muayene)

Çatı muayenesi  gebeliğin son haftalarında (37 haftadan sonra) annenin pelvis kemiklerinin (çatı kemiklerinin) yani doğum yolunun değerlendirilmesi için yapılır. Bu muayeneye göre doğum yaklaşmadan önce normal doğumun gerçekleşebilme ihtimali değerlendirilir. Doğumun sezaryenle gerçekleşeceği kesin olan bir hastada  çatı muayenesi yapılmasına gerek yoktur, örneğin daha önce sezaryen olmuş veya bebeğin eşi doğum yolunu kapatıyorsa veya ikiz, üçüz gebelik gibi..

Çatı muayenesi nasıl yapılır?

Çatı muayenesi normal jinekolojik muayene masasında ve aynı şekilde jinekolojik muayene pozisyonunda yapılır. Doktor iki parmağı ile çatı kemiklerinin durumunu değerlendirir. Bebeğin kilosu ile doğum yolunun darlığını - genişliğini kıyaslayarak normal doğum mümkün olabilir mi diye değerlendirmek yapar. Doğum başlamadan önce gebeliğin son haftalarında yapılan çatı muayenesinde rahim ağzı kapalı olduğu için bebeğin kafasına veya diğer organlarına temas edilemez.

Çatı darlığı:

Eğer pelvik muayenede çatı darlığı (pelvik darlık) olduğuna yani doğum yolunun normal doğuma imkan vermeyecek derecede dar olduğuna karar verilirse normal doğum hiç denenmeden sezaryen ameliyatı planlanır. Ancak bu herzaman mümkün olmaz, yani çatı muayenesi herzaman doğum şeklini kesin belirleyemeyebilir bu durumda normal doğum denenir ve doğumun ilerlemesi esnasında yapılan muayeneler ile daha net karar verilebilir. Doğum sırasında rahim ağzı açık olduğu için hem rahim ağzının açılma miktarı ve durumu hem de bebeğin kafasının pozisyonu, durumu değerlendirilebilir bu nedenle doğum esnasında yapılan çatı muayenesi daha net bilgi verir. Ancak doğumdan önce gebeliğin son haftalarında yapılan çatı muayenesi de ön fikir vermesi için ve belki de normal doğum yapamayacak hastalaların normal doğum denenmeden fark edilmesi için gereklidir.


Çatı muayenesi sırasında veya sonrasında ağrı, kanama olur mu?

Çatı muayenesi ağrılı bir muayene değildir. Hamileliğin son haftalarında vajina dokusunda esneme olduğu için gebe olmayan kadınlara göre daha rahat bir şekilde vajinal muayene yapılabilir. Kanama genellikle hiç olmaz, bazen lekelenme veya az miktarda pembe, kırmızı kanama olabilir. Kanama olsa dahi çatı muayenesinin bir zararı veya riski yoktur, aksine faydası vardır.


Benim cati muayenem, bana gore çok acılı bir muayene degildi ama tabiiki 8 ay hiç alttan muayene deneyimi yasamamış olmak ve anlatılan hikayeler beni de biraz strese soktu. Muayene sonrası da herhangi bir ağrım ya da kanamam olmadı.Ancak, 40. Haftamda rahimde açılma olup olmadığını anlamak için tekrar elle muayenem oldu ve bu sefer canimin acıdığını söyleyebilirim. Muayeneden bir gün sonrada nisan düştü. Artık o nedenle her an suyum gelebilir ve sancım tutabilir;)


37. Hafta sonrasında gaz sancısı benzeri sancılarım başladı. Çok fazla olmasa da özellikle geceleri adlandıramadığım sancılardı. Meğerse bu sancıların rahimin açılmasını sağlayan sancılarmış. Su anda rahimim 2 cm açık ve biraz daha açılmasını bekliyoruz. Sancılarım ara ara oluyor ama oldukça uzun aralıklar 2-3 saatte bir diyebilirim. Dogumun baslamasi için sancıların 5 dakikada bire inmesi gerekiyor. Her an ne yasayacagim belli olmadigi için çok heyecanliyim, tedirginim ama mutluyum. Bu sekilde beklemek güzel çünkü zamanı bebege bırakıyorsunuz, doğacağı zamani ve tarihi kendisi belirliyor:)

Son haftalarda beni en çok zorlayan konu boyun, sirt agrilarim ve ellerimdeki odem oldu. Ayaklarimda çok az odem olmasina ragmen ellerimde ki agrili odem beni gerçekten bir kac kez aglatti. El parmaklarim kiviramayacagim sekilde sisti ki hala sis ve çok ağrım oldu. Doktorun vermis oldugu bir krem gün icinde beni rahatlatti ama ağrıdan dolayı gece uykudan uyandığım da oldu. Neyse ki çok az kaldi...
Eveeet, bu doğum oncesi son yazim en gec 3-4 güne minik bebegimle evimde olmayi diliyorum ve herseyin saglikli bir sekilde son bulmasi için dua ediyorum. Sizde benim için dua edin :)
Yeşer

8 Ekim 2013

İkizlerin 1. yaş doğum günü partisi 'minnie '& 'mickey' konseptli

Gelelim biricik yeğenlerimin doğum gününe.. Biri kız biri erkek olunca ikizlerimizin doğum günü konseptini Mickey ve Minnie Mouse konseptiyle yapmaya karar verdik.. Abim ve eşi Ezgi o kadar hevesliydi ki 2 hafta öncesinde doğum gününü yapacağımız mekana götürüp başladılar bunu da isteriz şunu da isteriz biz bunları aldık, şunu da aldık olay Amerikadan airwalk balon getirmeye kadar gitmişti. Neyse durun dedim sandığınız kadar kolay değil, ilk önce renkleri belirlemek lazım diye girdim konuya ama onları ne 3 renkle nede 4 renkle durdurabildim:)

Her şey gönüllerince olsun diyerek başladık işe. Ben once grafiker olan biricik arkadaşım Yasemine anlattım. Oda hemen hatıra çerçevesi yapmaya başlayarak start verdi. Abimlerde bebişlere terzi bulup kıyafet diktirmeye başladılar. O kadar çok hediye almışlardı ki kolonya, bubble, çeşit çeşit çikolata, mıknatıs, kumbara, vs derken hepsine etiket çalışmak gerekti. İlk doğumgününde insan gerçekten çok özeniyor..Olmuşken tam olsun diyerek herşeyi etiketledik.

Menümüzde de partilerin olmazsa olması sarma, kanepe, kek, 3-4 çeşit tuzlu ve 3-4 çeşit tatlı kurabiyeden olmasına  karar verdik. Mercimek köftesi , peynir topları, patates salatası da bu tarz partilerde beğenilenler arasında..

Gelelim büyük güne..mekana gittiğimde Abimle Ezgide ordaydı. Biz eşyaları koyduk sen başla biz eve gidip hemen gelicez dediler. Gidiş o gidiş.. Tek başıma nasıl hazırladım nasıl oldu nasıl yerleştirdim bilemedim..Neyin nerde olduğunu bulmak  çok zaman aldı.. En son su şişelerinin etiketlerini babamla annemin yapıştırdığını hatırlıyorum..haha bu arada Abimle Ezgide herkes  geldikten sonra geldiler eee parti  sahibi olunca böyle oluyoo..Eee bide hala olmak kolay değil tabii:) Yeğenlerime her şey değer, o boncuk gözleri hep gülsün, böyle doğum günlere tüm çocuklara nasip olsun..

Bu arada pasta kesilecegi zaman Abimle Ezgi çocukları giydirmeye gitti. Geldiklerinde Abimde papyon, Ezginin saçındada kurdale vardı. Benimde haberim yoktu bu ayrıntıdan ama çok güzel olmuşlardı. Ela ve Can da o kiyafetlerle tam yemelikti..En kötü günleri böyle olsun..